27 Kasım 2014 Perşembe
İş sağlığı ve güvenliği
'İSG' tüzük ve kanunlarla çalışanların korunmasını sağlamaya yönelik inceleme ve uygulamalar bütünüdür.İşçilerin iş kazalarına uğramalarını önlemek amacı ile güvenli çalışma ortamını oluşturmak için alınması gereken tedbirler dizisine “İş Güvenliği” denir.İşçi sağlığı bilimi; Tüm mesleklerde çalışanların sağlıklarını sosyal, psikolojik ve fiziksel olarak en üst seviyede tutmak, çalışma şartlarını ve üretim araçlarını sağlığa uygun hale getirmek, çalışanları zararlı etkilerden koruyarak işin ve işçinin birbirine uyumunu sağlamak üzere kurulmuş bir tıp dalıdır.
Halkla ilişkiler nedir ?
Halkla ilişkiler bir işletmenin,kurumun ya da örgütün bağlantı kurduğu ya da kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş bir yönetim fonksiyonudur. Temelinde ikna, retorik, algı kavramları yatmaktadır. Kısa tanımıyla, kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, pro-aktif ve re-aktif olarak sürdürülebilen, kamu yararı esas alınarak devam ettirilen düzenli faaliyetlerdir. Bilinen adıyla "PR" olarak ifade edilmektedir. Halkla ilişkiler işletmenin hizmet verdiği kitle ile daha etkili iletişimde bulunmak üzere başvurduğu bir yöntem; bir işletmeyi iç ve dış müşterilere, bağlantılı olduğu kişilere sevdirme ve saydırma, belirli bir tutumu benimsetmeye halkı inandırma sanatıdır.
26 Kasım 2014 Çarşamba
İyi bir okuyucu nasıl olunur ve okur olmanın ölçüsü nedir ?
proBilgi.com olarak bu yazımızda sizlere nasıl daha fazla okuyabilirsiniz bunu anlattık. Kişisel gelişimin en büyük çözümlerinden birisi okumaktır. Okumak beynimizi çalıştıran en iyi aktivitelerden biridir, sözcük dağarcığımızı çoğaltır, kendi kültürümüzü ve diğer kültürleri anlamamızı kolaylaştırır ve anlatmak için hikayelerimiz olmasını sağlar. Peki sizi okumaktan uzak tutan şey nedir ? Vakit bulamıyor olabilirsiniz , akşamları yorgun olabilirsiniz belkide okumak sadece gözünüzü korkutuyordur yada sadece üşeniyorsunuzdur. Aşağıda size bunları aşmanız ve iyi bir okur olmanız için basit ipuçları sunuyoruz. 1. Ufaktan başlayın Eğer zamanınız yoksa sabahları kalkıp 150 sayfa okumaya çalışmayın (Tabi yapabiliyorsanız ne mutlu) bunun yerine akşam yatağa girince yada öğle yemeğinde ne zaman isterseniz sadece 15 dakikanızı ayırın zamanı önemli değil ama bu 15 dakikaya sadık kalmaya özen gösterin. 2. Okumayı programınıza uyarlayın Yolda fazla zaman mı geçiriyorsunuz ? Bundan daha iyi zaman bulamazsınız okumak için (Tabi toplu taşımayı kullandığınızı farzediyorum eğer kendi aracınızı kullanıyorsanız bu fikir size zarar verebilir : ) ) Metroda yada otobüste rahatlıkla kitap okuabilirsiniz , çok sallanıyor araç diyorsanız sesli kitap alın ! Çözümler tükenmez. 3. Ne okumak istediğinize karar verin Klasiklerimi tercih edersiniz yoksa popüler romanlarımı ? Yada belirli bir konuda bilginizi artırmayımı ? örneğin siyaset, web programlama , sanat tarihi yada yabancı dil ? Okumak istediğinize net karar vermeniz bu konuda ilerlemenizi kolaylaştıracaktır. 4. Yapmanız gerekenlere köle olmayın Bu ne anlama geliyor ? Örneğin bir arkadaşınız sinemaya gitmeyi teklif etti , gitmeyin ve evde kitap okuyun emin olun bu size çok daha fazla şey kazandıracaktır. Tabi arkadaşlarınızıda ihmal etmeyin. Kitap okumayı daha zevkli bir aktiviteye yönelerek ertelemeyin , kitap okumak sizin için “to do list” (yapılacaklar listesi) nde olsun. 5. Konsantrasyonunuzu bozacak ortamlardan uzak durun Sessiz bir yer bulun. Bir kafeye gidin yada parka gidip bir banka oturun. Cep telefonunuzu kapatın ve hayattan biraz uzaklaşın. Kitap okurken aynı zamanda dinlendiğinizi hissedeceksiniz. Ayrıca okuduğunuz kitapla bir bütün olmanızı ve içine girmenizi sağlar. 6. İlerlemenizi not edin Bitirdiğiniz kitapları not edin. Sadece adını ve yazarını olsa bile. Kitap hakkında ufakta olsa birşeyler not etmek hem hedefe ulaşmak için kendinize olan güveninizi artıracak hemde ilerde kitap hakkında daha çok şey hatırlamanıza yardımcı olacaktır. 7. Herkese söyleyin Okuduğunuz kitapları dost çevrelerinizde , sohbetlerinizde paylaşın. Sizinle aynı kitabı okuyanlar ile kitap hakkında yorumlar , tartışmalar yapabilirsiniz. Kitap hakkında inceleme yazıp bir blogda paylaşabilirsiniz belki bu sayede başka birisi daha okur , değilmi ?
Su altı fotoğrafçılığı
İlk su altı fotoğrafçısı olan Bruce Mozert ilk çekimlerini 1938 de gerçekleştirmiş.Geçmişten günümüze su altı fotoğrafçılığı, gelişen teknoloji ve dünya ile paralel gelişmektedir.1900 lü yılların başlarında su altında tek bir kare fotoğraf çekmek için saatlerimizi hatta günleri alıyordu, günümüzde ise yüksek çözünürlük değerlerine sahip Dijital fotoğraf makineleriyle istenilen kalitede kareler yakalamak çok daha kolay. Oldukça zor bir alan olan Su Altı fotoğrafçılığının ilk adımı kara da iyi bir fotoğrafçı olmaktır. Su altı fotoğrafçılığı her ne kadar güzel ve yapılabilir bir iş gibi görünse de oldukça zordur. Her şeyden önce Su altı fotoğrafçılığı yapmak istiyorsanız, kendinize güveniniz yerinde olması, suya ait bütün korkularınızı yenmiş olmanız ve belli başlı konular hakkında bilgi sahibi olmanız gerekir.Su altı fotoğrafçılığının en zor kısmı süredir. Suya girmeden önce fotoğrafını çekeceğiniz şeyleri tespit etmeli ve su altında ki zamanınızı en etkili bir şekilde kullanmanız gerekecektir. Diğer bir unsur işe Işık ve Görüş alanı sıkıntısıdır. Su içerisinde derinlik artıkça doğal ışık azalacak ve buda çekim kalitesinin düşmesine neden olur. Su altında çekim yapacağınız nesnelere oldukça yakın olmanız, görüş açınızın daha iyi olmasına ve daha iyi bir fotoğraf elde edebilmenize yardımcı olacaktır. Dalış Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler -Dalış yapmadan önce her şeyin planlanması gerekir. -Kılıflar maksimum 30-40 metre derinliklere yapılacak dalışlar için tasarlanmıştır. Bu derinliklerin altına inmeyi planlıyorsanız makineler için özel üretim kılıf almanız gerekir. -Beyaz renk denge ayarları. Bunun su altında çok önemli bir faktör olduğunu göz önüne aldığımızda seçeceğimiz kameranın otomatik beyaz renk denge ayarlarının yanı sıra manuel ayarlamaya da izin vermesi gerekir. -Lens ayarlarının hem otomatik hem de manuel yapılabilmesi -Kameranın odaklanma alanına dikkat etmemiz gerekir. -Eğer kılıf kullanacaksanız kameranın tüm ayarları kılıf üzerinden yapılabildiğini kontrol etmemiz gerekiyor. -Mutlaka aldığınız kılıfı içerisine ağırlı koyarak su altında teste tabi tutunuz. Bu şekilde kılıfınızın su alıp almadığını tespit edebilir ve makinenizi güvence altına alabilirsiniz.
İlk su altı fotoğrafçısı olan Bruce Mozert ilk çekimlerini 1938 de gerçekleştirmiş.Geçmişten günümüze su altı fotoğrafçılığı, gelişen teknoloji ve dünya ile paralel gelişmektedir.1900 lü yılların başlarında su altında tek bir kare fotoğraf çekmek için saatlerimizi hatta günleri alıyordu, günümüzde ise yüksek çözünürlük değerlerine sahip Dijital fotoğraf makineleriyle istenilen kalitede kareler yakalamak çok daha kolay. Oldukça zor bir alan olan Su Altı fotoğrafçılığının ilk adımı kara da iyi bir fotoğrafçı olmaktır. Su altı fotoğrafçılığı her ne kadar güzel ve yapılabilir bir iş gibi görünse de oldukça zordur. Her şeyden önce Su altı fotoğrafçılığı yapmak istiyorsanız, kendinize güveniniz yerinde olması, suya ait bütün korkularınızı yenmiş olmanız ve belli başlı konular hakkında bilgi sahibi olmanız gerekir.Su altı fotoğrafçılığının en zor kısmı süredir. Suya girmeden önce fotoğrafını çekeceğiniz şeyleri tespit etmeli ve su altında ki zamanınızı en etkili bir şekilde kullanmanız gerekecektir. Diğer bir unsur işe Işık ve Görüş alanı sıkıntısıdır. Su içerisinde derinlik artıkça doğal ışık azalacak ve buda çekim kalitesinin düşmesine neden olur. Su altında çekim yapacağınız nesnelere oldukça yakın olmanız, görüş açınızın daha iyi olmasına ve daha iyi bir fotoğraf elde edebilmenize yardımcı olacaktır. Dalış Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler -Dalış yapmadan önce her şeyin planlanması gerekir. -Kılıflar maksimum 30-40 metre derinliklere yapılacak dalışlar için tasarlanmıştır. Bu derinliklerin altına inmeyi planlıyorsanız makineler için özel üretim kılıf almanız gerekir. -Beyaz renk denge ayarları. Bunun su altında çok önemli bir faktör olduğunu göz önüne aldığımızda seçeceğimiz kameranın otomatik beyaz renk denge ayarlarının yanı sıra manuel ayarlamaya da izin vermesi gerekir. -Lens ayarlarının hem otomatik hem de manuel yapılabilmesi -Kameranın odaklanma alanına dikkat etmemiz gerekir. -Eğer kılıf kullanacaksanız kameranın tüm ayarları kılıf üzerinden yapılabildiğini kontrol etmemiz gerekiyor. -Mutlaka aldığınız kılıfı içerisine ağırlı koyarak su altında teste tabi tutunuz. Bu şekilde kılıfınızın su alıp almadığını tespit edebilir ve makinenizi güvence altına alabilirsiniz.
Dilediğiniz kadar konserveyi bu şekilde kullanabilir ve eviniz için farklı bir görüntü oluşturarak dekoratif mumluklar yapabilirsiniz. Sadece temiz konserveler ve askı yeterli olacaktır. Örneğin çocuk odaları için bu şekilde ufak konserve mumlukları kullanabilirsiniz. Tabii yüksek bir noktaya asılarak çocukların ulaşmamasını sağlamak önemlidir. Konserve mumluk yapımı aşamaları; 1) Malzeme olarak sadece 1 adet askılık ve 7 tane temizlediğimiz konserveler lazım. Dilerseniz aynı marka konserveleri kullanarak aynı bir görüntü elde edebilirsiniz, dilerseniz farklı renkler de özel kaplamalar ile konserveleri hazırlayarak çok daha farklı bir görüntü elde edebilirsiniz. 2) Akabinde her konservenin tepe noktasından iki delik açıyoruz. Delik çok büyük olmamalı. Sadece içerisinden ip geçecek kadar olsun yeter. İki ufak delik ile ipleri geçirip, mandal ile yukarıda ki askıya sorun yaşamadan rahat bir şekilde tutturmanız mümkün olacaktır. 3) Konserveleri temizleyip, deliği açıp güzel bir şekilde askıya astıktan sonra ise içine ufak mumlarımızı yerleştiriyoruz. Ayrıca asma aşamasında farklı boyutta ipler kullanarak daha özel bir görüntü elde etmeniz mümkün durumdadır. İpucu: Mumların düşmesini tamamen önlemek amacı ile yapıştırıcı kullanarak mumları konservelerin iç kısımlarına yapıştırabilirsiniz. Böylelikle çok daha güvenli bir şekilde konserveden mumluk yapmış olabilirsiniz.
Böceklerde gerçek anlamda kan bulunmaz. Kan görevini, yeşilimsi sarı ya da renksiz olan ve hemolenf denen bir vücut sıvısı yapar. Bu da mezoderm tabakada üretilir. Kanın rengini içinde taşıdığı pigmentler verir. "Hemoglobin" (omurgalılarda) ve "hemoeritrin" pigmentini içeren kanlar kırmızı renkli olur. Bunların yapısında "demir" elementi vardır. Hemosiyanin pigmentini içeren kanlarsa mavi renkli olur. Bunların yapısında demir yerine "bakır" elementi bulunur. istakozlar -mavi kan renginde bazı eklem bacaklılar ve yumuşacakların -kan rengi mavidir ahtapotların -mavi kan rengi solucanların -yeşil renktedir deniz yıldızının -sarı renktedir hamamböceklerinin -beyaz renktedir örümceklerde -mavi - yeşil renkdedir
İlginç Bilgiler ;
1)Normalde makarna ve şarapla beslendiğini düşündüğümüz İtalya’nın Ponti bölgesinde yerli halk, Paskalya öncesindeki 40 gün boyunca toplam bin yumurtadan yapılmış omlet yiyor. 2)Sufiler ‘temiz olma’yı kendilerine şart koştuklarından bazıları saçlarını kazırlar.
3)Çek Cumhuriyeti’nde bira banyosu çok moda! Çekler bira banyosunun sağlığa çok iyi geldiğini düşünüyorlar.Sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğuna inanıyorlar
4)Kuzey Kore’de kadınlarda 25, erkeklerde ise 27 yaşın altında evlenmek kanunen yasak. Evlenmeden önce bireylerin askerlik ve devlete karşı diğer yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekiyor.
Trabzonspor, 2 Ağustos 1967'de kurulan Trabzon, Türkiye merkezli spor kulübü. Özellikle futbol şubesiyle tanınan kulüp, profesyonel futbol ligleri tarihinde şampiyon olan 5 kulüpten biri ve şampiyon olmayı başaran ilk Anadolu kulübüdür. Kulübün genel başkanlığını İbrahim Hacıosmanoğlu yapmaktadır. Basketbol şubesininse ayrı bir yönetim kurulu olup; bu şubenin başkanlığını Mehmet Yiğit Alp üstlenmektedir
25 Kasım 2014 Salı
24 Kasım 2014 Pazartesi
19 Kasım 2014 Çarşamba
17 Kasım 2014 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)